ORTAKLARIN ŞİRKETLERE OLAN BORÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Anıl Sürmeli

Mali Müşavir I MAAT

Sermaye şirketlerinde çok sık karşımıza çıkan, Şirket ile Ortakları arasındaki cari hesap ilişkisini ve bunun sonuçlarını birçok yönüyle değerlendirmeye çalışalım. Bu yazımızda “Ortakların Şirkete olan Borçları” ’nı ele alacağız. Diğer yazılarımızda, Ortakların Şirketten Alacaklı olmaları durumunu ve Transfer Fiyatlandırması konularını ayrıca bulabilirsiniz.  

Şirket kasasının ortakların şahsi kullanımlarına açık olması, maalesef Türk ticari hayatında sıklıkla görünen yanlış bir uygulamadır. Bu yanlış, muhasebe kayıt düzeni gereği, mali tablolarda ve mizanlarda açıkça görülebilmektedir. Tüm ilgili mevzuatlar, şirketlerin ayrı bir Tüzel Kişiliğe sahip olduğu vurgusunu yapmaktadırlar. Şirket ortakları, koydukları sermaye ile bu tüzel kişiliklerin faaliyete başlamalarını sağlarlar. Şirketin yetkili organları ve çalışanları da, şirkete artı bir değer katabilmek amacıyla bu faaliyetleri yürütürler. Şirketin faaliyetleri esnasında ihtiyaç duyacağı her türlü parasal destek; ya iç kaynaklarca ortaklar tarafından (sermaye artırımı) ya da dış kaynaklarca finansman yoluyla karşılanır. Operasyon sonucu, dönemsel olarak ortaya çıkan artı değer; KAR olarak nitelendirilir. Bu Kar, şirket yetkili organlarınca alınacak Karar gereği ortaklara dağıtılabilir.

Şirket kasasının ortakların şahsi harcamaları için kullanıldığının muhasebe hesap planındaki yansıması “131 Ortaklardan Alacaklar” ve gereğinden yüksek tutarlara ulaşan “100 Kasa” hesaplarıdır. Her iki hesap da, Vergi Denetmenleri açısından sürekli mercek altındadır. Bu hesaplar; şirketin operasyonlarında bir takım kayıt dışılığın veya örtülü kar dağıtımının varlığına işaret etmektedir.

Aşağıdaki durumlar, KASA hesabının gereğinden fazla tutarlara ulaşmasına neden olmaktadır;

  • Ortakların şahsi kullanımları için şirket banka veya kasasından çekilen tutarlar
  • Çalışan personel ücretlerinin gerçekten daha düşük tutarlarda bordrolarda gösterilmesi
  • Alışlarda/Giderlerde kayıt dışılığın varlığı sebebiyle açıktan yapılan ödemeler

Vergi denetimlerinde, olduğundan fazla görünen Kasa, şirket ortaklarınca şirketten kayıt dışı biçimde çekilmiş ve kullanılmış olarak değerlendirilmektedir.

Şirket ortakları, yalnızca aşağıda sayılan yöntemler ile kendi şahsi harcamaları ve geçimleri için şirketten para çekebilirler;

  1. Kar Dağıtımı veya avans Kar Dağıtımı
  2. Şirket ortaklarının Ücret veya Huzur hakkı almaları

Yukarıdaki yöntemler dışında, şirket ortaklarının şirketten borç para almaları ya da çekmeleri durumunda, bunun şirket açısından sunulan bir “finansman hizmeti” olarak değerlendirilip, emsale uygun kriterlere göre faizlendirilmesi (adatlandırılması) ve her mal ya da hizmet teslimi gibi KDV hesaplanması gerekecektir.  Faiz işletilmeyen veya emsale göre daha düşük faiz hesaplanan bu tür Ortaklara verilen Borç işlemleri, doğal olarak “Örtülü Kar Dağıtımı” olarak değerlendirilecektir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 13.maddesi bu konuda oldukça açık ve nettir;

  • Kurumlar, ilişkili kişiler ile emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalar ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

Değerlendirme

Şirketlerin, şirket ortaklarından ayrı birer Tüzel kişilikleri olduğunu unutmamalıyız. Şirket ortaklarının kendi geçimlerini sağlayabilmelerinin yolu, şirketlerinin Kar etmesi sonucu alacakları Kar Payları ya da şirket tarafından ödenecek olan Ücretler ile mümkündür. Şirket ortaklarının şahsi harcamaları için şirketin kasasını kullanmaları durumunda çekilen tutarlar, mali tablolara mutlaka yansıyacak olup, bir takım yükümlülükleri de beraberinde getirecektir.

Vergisel denetimlerde sıkıntı yaşamamak adına firmalar, mutlaka şirket kasalarının yönetimi konusunda belli kurallar ve disiplinler uygulamak zorundadırlar. Bu konuya hassasiyetle yaklaşılması önemlidir.