TAHSİL EDİLEMEYEN ALACAKLARIN DURUMU

Anıl Sürmeli

Mali Müşavir I MAAT

Artan rekabet ile beraber; işletmeler ister istemez ticari işlemlerinde vadeli araçları kullanmak durumunda kalmaktadırlar. Vadeli ya da açık hesap olarak yapılan ticari alışverişler, beraberinde tahsilat risklerini de getirmektedir. Tahsilatı riskli duruma düşmüş olan bir ticari alacağın kendisinin getirdiği yükün yanısıra, fatura mukabili oluşmuş ticari alacağın vergisel boyutu da ayrı bir konudur.

Ekonomik anlamda firmaları zor durumda bırakabilecek olan bu tür şüpheli olarak tabir edilen Alacaklar için Vergi mevzuatlarımızın tanıdığı bazı imkânlar bulunmaktadır. Firmalar, en azından bu imkânlar vasıtasıyla, tahsil edemedikleri alacaklarının bir kısım yüklerinden kurtulabilmektedirler. Vergi Mevzuatlarının yanı sıra, firmaların gerçek durumunun ortaya konduğu Mali Tabloların, doğruluğu ve güvenilirliği açısından da bu Alacakların şirket aktiflerinden çıkarılıp “Şüpheli Alacak” olarak gösterilmesi, üzerinde durulması gereken diğer bir husustur.

Peki, firmalar bu tahsil edemedikleri Şüpheli Alacakları için vergisel anlamda ne yapabilirler?

Vergi Usul Kanunu 323. madde, Şüpheli Alacak durumuna düşmüş Alacaklar için, firmalara bu cari hesap tutarlarını giderleştirebilme (karşılık ayırma) imkânı tanımıştır. Firmaların bu nitelikteki Alacaklarını giderleştirebilmeleri için şu şartları sağlaması gerekmektedir.

  1. Alacağın, ticari kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekir. Yani; firmanın faaliyetleri ile ilgili doğmuş bir alacak olması gerekmektedir.
  • Bilanço usulüne göre Defter tutuluyor olması gerekir. İşletme hesabı esasında defter tutanlar bu imkândan yararlanamazlar.
  • Alacağın Şüpheli hale gelmiş olması gerekir. Bu maddenin amacı; kötü niyetli, gerçek dışı şüpheli alacakların giderleştirilmesini önlemeye yönelik olup, Şüpheli hale gelen bir Alacağın tespiti için aşağıdaki durumların varlığı yeterlidir;
  1. Dava veya İcra safhasında olması
  2. Dava veya İcra safhasına değmeyecek tutarda olan küçük alacaklar için protesto, ihtarname veya bir defadan fazla yazı ile istenmiş olması

Firmalar, yukarıdaki şartlarda bulunan Şüpheli Alacak tutarları için Karşılık ayırma yolu ile Gider yazabilmektedirler. Dava süreci boyunca firmanın kayıtlarında giderleştirilmiş bu karşılıklar, dava süreçlerinin sonuna kadar firma kayıtlarında tutulmaktadır. Dava sonucunda şüpheli alacağın tahsili durumunda, daha önceden giderleştirilmiş olan bu tutar, şirket kayıtlarına gelir olarak kaydedilmek suretiyle kapatılacaktır. Davanın sonucu, tahsil imkânı kalmayan alacağa dönüşmüş ise; karşılık hesaplarının kapatılması suretiyle artık kesin olarak giderleştirilebilir. Tartışmalı konulardan biri, cari hesap bakiyesinin KDV dâhil şekliyle giderleştirilmesi konusudur. Bu konu, yayınlanan çeşitli Özelgeler ve Danıştay kararları ile açıklanmış olup, KDV dâhil bakiye üzerinden Karşılık ayırabilme imkânı netleşmiştir. Hesaplanan ve beyan edilmiş olan KDV tutarının KDV indirimine tabi tutulması ise söz konusu değildir.